Anadolu’da zengin bir köy düğünü ile başlar hikâye. Yıllarını cezaevinde geçirdiği için evlenmekte geç kalmış 55-60 yaşlarında bir damat. Kırmızı duvak altında yüzünü görmediğimiz bir gelin. Halaylar çekilmekte, silâhlar atılmakta, şatafatlı bir düğün olmaktadır. Gelin alayı damat köyüne ulaştığında yüzlerce insanın katıldığı bir düğüne dönüşür. Aslında bu düğün iki büyük aşiretin arasındanda bitmeyen kan davasını sona erdirecektir. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren düğünün sonu geldiğinde gelin törenle gerdek evine getirilir. Odada gelin ve gelinin yengesi tek başlarına kalırlar. Yenge geline son öğütleri ve geleneğe uygun neler yapacağını tembihledikten sonra yüzü kırmızı duvakla örtülü gelini karyolaya oturtur ve odadan çıkar.
Betcio ile günlük 10.000.000 TL çekim imkanı, Üstelik yeni üyelere 2024 freespin deneme bonusu
Betcio ile günlük 10.000.000 TL çekim imkanı, Üstelik yeni üyelere 2024 freespin deneme bonusu

Lal Gece Filminin Bilgileri
Yorumlar (1)
Sadece kayıtlı üyeler yorum yapabilir. Bir kaç saniye içerisinde kayıt olabilirsiniz.
Yönetmen Reis Çelik genelde toplumsal konuları süzgecinden geçirerek kamerasına yansıtan bir yönetmen. Belgesel ve kurmaca formatında ortaya çıkarttığı işler ile belli bir kitle yarattı. Adana Altın Koza, Malatya, Berlinale, Nürnberg, Wurzburg, Buster, Tokyo, Belçika, Rusya, Vietnam, Dublin, Avustraya, Londra Film Festivalleri'nden aldığı ödüller de cabası. İzleme cesareti göstereceklerin arasında "çok sıkıcı film", "10 dakika izledim kapadım" diyecekler olacaktır. Bunun için yönetmenin aldığı ödülleri, sinema geçmişini, sizin popüler hayat açınızla kendisinin yaşadığı ve beyaz perdeye aktardığı dünyanın öncelikle çok farklı noktalarda olduğunu söyleyeyim. Bu filmde de ülkemizdeki çocuk gelin sevdasına dokundurma yapılıyor. Film tek mekanda geçiyor. Bir festival filmi için tek mekan demek bütçeyi ve yönetmenin kafasını bayağı rahatlatmak anlamına gelmektedir. Bunu çok rahat anlıyorum. Ancak projeyi tek mekana indirgediğinde bu sefer vurucu diyaloglarla akışı sağlaman gerekir. Önceki yapımlarında olduğu gibi yine sorunu iki tarafa da mesafeli yaklaşarak ele almış. Ben yönetmen olarak iki tarafa da aynı mesafedeyim diyerek bir nevi sorunu bize tarafsızca, gördüğü üzerinden aktarmış. Ancak film sade anlatımının yanı sıra kimi zaman tıkanıyor. Bu da tek mekanda geçmesi ve diyaloglar üzerinden ilerlemesinden dolayı beklediğim bir aksamaydı. Kadının erkek üzerindeki etkilerinden erkek duygusu sorgulanıyor ve iki tarafı da bize kurban olarak sunuyor. 60 yaşındaki adam da kurban, 13 yaşındaki kız da. İşte bu ikilemle seyirciyi biraz da olsa hedeflediği kışkırtmayla diri tutuyor. Ve bu konu üzerinden sarsıcı bir yapım bekliyorsanız filmde o aranan sertlik mevcut değil. Ancak yönetmen bu benim sorunum değil, ben uzaktan izleyerek olanı anlattım diyerek bu sorumluluğu üzerinden atabileceği bir mesafede durmuş. Kısaca anlamak üzerine bir film çekmiş. İki tarafı da anlamaya çalışıyor. Yönetmen anlama çabasındayken izleyici de onunla birlikte bu yolculukta yer alıyor. Ve filmden iki tarafın da törelerin kurbanı olduğu manasını çıkartıyoruz. Oyunculuklara gelirsek İlyas Salman yılların tecrübesiyle iyi bir performans sergilemiş. Bu adamı seven olur sevmeyen olur bir şey diyemem ancak bu film üzerinden konuşursak projenin altından kalktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Dilan Aksüt de eleştirmenlerden geçer not almış. İlk sinema deneyimi diye biliyorum. Film yeni değil, 2012 yapımı. Buraya da eklediğiniz için teşekkür ederim. 5/10